Çok değerli Edirne Halkı, Değerli Basın mensupları;
TARİHİ YANLIŞTAN DÖNMEK İÇİN HENÜZ GEÇ DEĞİL !
Avukatlık Kanun Teklifi bu sabaha karşı saat 03.00 sıralarında TBMM Adalet Komisyonunda maalesef kabul edildi. Artık, teklifin bu hafta Çarşamba ya da Perşembe günü itibarıyla meclis genel kuruluna gelmesi bekleniyor.
Edirne Barosu Başkanı olarak ben de Ankara’da TBMM önünde komisyon görüşmelerini takip ettim, barolar olarak görüşlerimizin ve de taleplerimizin komisyonda tüm maddeler kapsamı ile alınması için uyumadan, dimdik bekledik. Genel Kurul görüşmeleri sırasında da tabi ki orada olacak, itirazlarımızı ileri sürmeye devam edecek ve de tarihi sorumluluğumuzu yerine getireceğiz.
Burada şunu açıkça ifade etmek isterim.
TBMM İçtüzüğü 29-30 ve 31 nci maddeleri komisyonda yer alacakları ve konuşma usullerini belirler. Bu maddeler kapsamında çatı örgütümüz TBB başkanı ve yönetim kurulu üyeleri de komisyonda yer alabilecek ve de teklifle ilgili görüşlerini ifade edebilecek üst kademe kamu yöneticileri kapsamındadır. Nitekim TBB temsilen avukatı komisyonda hazır bulunmuştur. TBB in bu maddeden yola çıkarak izlemesi gereken yöntem; komisyon görüşmelerine TBB avukatını göndermek değildir. TBB başkanı, her maddede bulunamasa bile en azından tarihi bir madde olan ve tümden karşı olduğumuz çoklu baro maddesinde mutlaka bulunmalı, her bir yönetim kurulu üyesi de nöbetleşe ve hakkaniyetli paylaşım yaparak; diğer maddelerde bulunarak avukatlık kanunu teklifine ilişkin görüşlerini açıklamalı ve baroların birlik ve çatı organı olarak tarihi sorumluluğunu yerine getirmeli idi. Bunun yapılmamasını ve de komisyonda TBB adına avukatının bulunmasını kabul etmek mümkün değildir.
Değerli basın mensupları;
Biz Avukatlar tarihte var olduğumuz süreçten bu yana susmadık, savunmanın sesi hiçbir koşulda kesilemedi, susturulmak istendi başarılamadı, bugün de susmayacağız, hukuk devleti ilkesinin ve de hukukun çiğnendiği her alanda olduğu gibi bu teklife karşı da sesimizi yükseltecek ve de ÇOKLU BAROYA KARŞI DEMOKRATİK HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜNÜN SINIRLARI İÇERİSİNDE, HUKUK İÇERİSİNDE DİRENECEĞİZ. Çoklu baronun Edirne Barosunu ilgilendirip ilgilendirmemesi bakış açımız değildir. Esasen bu teklif tam da bizi ilgilendirmekte, hukuk sistemimizi, yargıyı ve savunmayı doğrudan etkilemektedir. Sürecin başından bu yana da itirazlarımızı dile getiriyoruz.
Tarihin her döneminde, hukukun üstünlüğü ve insan haklarını korumak konusunda, bağımsız yargının kurucu unsurları arasında yer alan avukatların ve oluşturdukları baroların adalet sisteminin teminatlarından olduğu tartışmasızdır. Avukatların ve de oluşturdukları Anayasal kurum olan baroların, bu ilkelerin zarara uğradığını algıladıkları durumlarda, kanun ve yönetmelikler kapsamında ve hukukun evrensel ilkelerini dayanak alarak karşı durmaları, yanlışlıklara işaret etmeleri, demokratik topluma da ışık tutacak davranışlardır.. Bu hususlar, demokrasiyi ve de hukuku içselleştirmiş toplumlar açısından asla red edilemeyecek ilkelerdir.
Baroları diğer meslek örgütlerinden ayıran en önemli husus, yargının kurucu unsurları olan avukatların oluşturduğu, Anayasal teminatı olan kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olmasıdır. Bir önemli hususta başka hiç bir meslek örgütüne verilmeyen; hukukun üstünlüğü ile insan haklarını savunmak ve korumak yetki ve görevidir.
Meseleye bu bakış açısı ile bakıldığında, yapılmak istenen değişikliklerin daha dikkatle değerlendirilmesi gerektiği, baroların zayıflatılmasının esasen yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmanın zayıflatılması anlamına geleceğinin kuşkusuz olduğu öncelikle saptanmalıdır.
Sonuç olarak,
Çoklu baro projesi sadece barolar açısından değil, bağımsız savunmada, yargıda kutuplaştırmaya ve bölünmeye yol açacak bir projedir. Geri dönüşü olmayan sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
Kamu görevlerinin yerine getirilmesinde, CMK ve adli yardım görevlendirmelerinde büyük sorunlarla karşı karşıya kalacağız.
Avukatlık disiplin hukukunda büyük sıkıntılar yaşayacağız ve de vatandaşımız da bundan mutlaka etkilenecektir.
Siyasallaşma ve de kutuplaşma konusunda sıkıntılar yaşayacağız, iktidar barosu, muhalefet barosu yaftalamaları oluşabilecek. Adalet mekanizmasında kırılmalar olacak. Bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesinin önde olduğu yargı sistemimiz içinde avukatların cepheleşmesi, kutuplaşması kesinlikle yargının bütününe zarar verecek ve yargıya olan güveni daha da azaltacaktır. Vatandaşın zihninde “davamı iktidarın barosu çözer” anlayışının oluşmasına yol açabilecektir.
Bu ve buna benzer bir çok sakıncaları içeren teklifin bu kadar kısa bir süreç içerisinde hazırlanması, meclise teklif edilmesi, komisyondan geçmesi asla sağlıklı değildir. Bunu defalarca dile getirdik. Yasanın, yargı reformu strateji belgesinde olduğu gibi tüm paydaşları ile geniş bir perspektifte çalışılarak hazırlanması ve de üzerinde mutabık kalınmasının daha sağlıklı olacağı defalarca dile getirildi. Bu kapsamda 19 Mayıs ve 01 Haziran tarihlerinde ortaklaşarak tüm barolar ve TBB olarak imzaladığımız bildirilerin arkasında durduğumuzu ifade etmek isterim. Sürekli olarak üzerinde durduğumuz kaygı ve üzüntülerle birlikte teklifin geri çekilmesini talep ettik. Ancak maalesef önce teklif meclise sevk edildi, sonrasında da komisyona geldi ve de sabah saatlerinde kabul edildi. Ancak yine söylüyoruz; Komisyonda kabul edilen teklifin yasalaşmaması için henüz geç değil.
Genel kurulda içtüzük 81 nci madde gereğince teklifin maddelerine geçilmeden reddedilmesi düzenlenmiştir ve de bunu uygulamak için de geç değildir. Tekraren söylüyoruz ve de işaret ediyoruz gelin bu yanlıştan dönünüz.
Çoklu baro teklifini içeren ve komisyonda kabul edilen teklifi genel kurulda red ediniz. Adalet ve hukuk sistemimize zafiyet yaşatmayınız. Ülkedeki tüm barolar, büyük bir çoğunlukla hukukçular, akademisyenler çoklu baronun yanlışlığını haykırıyor ise bunu dikkate alınız.
TARİHİ YANLIŞTAN DÖNMEK İÇİN HENÜZ GEÇ DEĞİL !
Saygılarımızla. 06.07.2020
AV. ALPER PINAR
EDİRNE BAROSU BAŞKANI