‘’ANNE LÜTFEN ÖLME’’
Dün 10 yaşında bir çocuğun gözlerinin önünde annesi yalnızca kadın olması sebebi ile vahşice öldürüldü. Şiddet ne yazık ki bir sarmal şeklinde yayıldığından tüm canlıları ve toplumun tüm kesimlerini etkilemekte ve içine çekmektedir. Hayvana şiddet, kadına şiddet, doğaya şiddet ve en nihayetinde çocuğa şiddet birbirinden bağımsız düşünülemez. Her geçen gün sayısı artan kadın cinayetlerinin ardında yaralı ve istismara uğramış, hayat ile ilgili temel güvenceleri elinden alınmış, anne bakımı ve korumasından mahrum bırakılmış çocukların olduğu, her doğa katliamında çocuklarımızın temel yaşam hakkının ihlal edildiği, her aile içi şiddet eyleminde çocukların ruhsal ve fiziksel şiddete maruız bırakılarak istismar edildiği unutulmamalıdır.
Kadına yönelik şiddet eylemleri nedeni ile yargılanan erkeklere “haksız tahrik indirimi” ve “iyi hal indirimi” uygulamaktan vazgeçilerek caydırıcı yaptırımlar getirilmesi,
Aile içi şiddeti ve genel olarak kadın ve çocuklara yönelik şiddeti önlemek için iç hukuk normlarının ve Anayasal düzlemde korunan uluslar arası sözleşmelerin uygulanabilirliğinin sağlanması ve her ne olursa olsun medyada, toplumda, sokakta şiddete mazeret yaratan tüm söylemlerin son bulması gerekmektedir.
Bunun yanında söz konusu olayda cinayet anı kameralar ile tespit edilerek ve annenin ismi de açıkça belirtilerek ne yazık ki tüm sosyal medya ve basın organlarında yayınlanmaktadır. Unutulmamalıdır ki, maktulün isminin açıklanması ve görüntülerin yayımı mağdur çocuğun hayatının devamı için travmatik etkileri arttırıcı ve hayatı zorlaştıran niteliktedir. Bu tür yayın ve haberler sunulurken çocuklarının kimliklerinin ortaya çıkmamasına azami özen gösterilmesi çocuğun bundan sonraki yaşamı, güvenliği ve sağlığına kavuşabilmesi için gereklidir. Bu nedenle öncelikle basın mensupları olmak üzere bu eylemi kınamak, eleştirmek maksadı ile sosyal mecrada paylaşımda bulunan herkesin, mağdur çocuğun korunması amacı ile kimliğini açığa çıkaracak eylem ve ifadelerden sakınmasını rica ediyoruz.
Türkiye’nin taraf olduğu Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (Birleşmiş Milletler, CEDAW) ve kadına yönelik şiddet ve toplumsal cinsiyete dayalı ayrımcılıkla mücadelede alanındaki en yeni ve kapsamlı metin olan İstanbul Sözleşmesi gibi uluslararası sözleşmelerin gereklerine uyulmasını sağlamak devletin temel görevidir.
Edirne Barosu Çocuk Hakları Komisyonu olarak, çocuklarımızı istismar eden şiddetin her türlüsü ile hukuksal alanda mücadele etmeye devam edeceğimizi bildiririz.