BAROLAR ORTAK BASIN AÇIKLAMASI
Tarih: 25.04.2021 | Okunma Sayısı: 656

ABD Başkanı'nın 1915 olaylarına dair yapmış olduğu 24 Nisan tarihli açıklamasını kabul etmiyor ve en  güçlü şekilde kınıyoruz .

Yıllardır arşivlerin açılması ve meselenin tarihçileri bırakılması yönündeki sağduyulu çağrılarımıza rağmen siyasi düşüncelerle alınan kararlar maksatlıdır, tarihi hakikatlerle çelişmektedir.

Ermeni meselesinin ilmi açıdan değerlendirilebilmesi için dönemin ABD başta İngiltere olmak üzere batıda bulunan devletler Rus, Gürcistan ve Ermenistan arşivlerinin erişilebilir olması gerekir. Halbuki konuyu tarihi anlamda açıklığa kavuşturacak bu kaynaklar ya tamamen kapalıdır veya kısıtlı olarak bilim insanlarının çalışmalarına açılmıştır. Oysa Türkiye bu hadiseyi ilişkin kaynakları tamamen ve kısıtlamasız olarak açmış bulunmaktadır.

İşin bir başka ve önemli yönü ise hukuki boyutudur. Radikal Ermeni çetelerinin 1890’dan 1896’ya kadar devam eden isyanları ve 1. Dünya savaşında paramiliter unsurların yarattığı tedhiş ve katliamlara karşı Osmanlı Devleti "Muvakkat Sevk ve İskan Kanunu” ile meşru müdafada bulunmuştur.

1915 yılının 27 Mayıs’ında kabul edilen bir kanun neticesinde Ermeni toplumunun bazı kesimlerinin bir yerden başka bir yere, -ama başka bir ülkeye değil- devletin bir noktasından yine başka bir noktasına nakillerini ön gören bir kanuni düzenleme yapmıştır. Söz konusu olağanüstü süreçte Ermeni toplumunun paramiliter örgütleri cephe gerisindeki masum insanlara yönelik katliamlara girişmesi ile Osmanlı Devleti acilen bu konuyu hukuk zeminine taşımıştır.

Sevk ve İskân Kanunu’nu ile Osmanlı Devleti, kendine isyan etmiş ve silah doğrultmuş olan Ermenileri hâlâ vatandaş olarak görmüş, bunları sınır dışı etmek yerine bir başka noktada yaşamlarını sürdürebilecek şekilde karar almıştır.

Osmanlı Devleti topraklarında, İngiltere ve Fransa’nın desteğinde ve ABD’nin himayesinde  bir Ermeni Devletinin kurulmasına yönelik çalışmalar , Türk milletinin 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren Mustafa Kemal Paşa liderliğinde yürütmüş olduğu “İstiklal Harbi” neticesinde imzalanan 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Anlaşması ile son bulmuştur.
Bu anlaştma  yeni ve  milli Türk Devleti’nin hukuki varlığı ve sınırlarını tüm  dünyaya kabul ettirmiştir.
Böylelikle batılı devletlerin istismarına açık olan “Ermeni Meselesi” veya “Şark Sorunu” da ebediyete kadar kapanmıştır.

Uluslararası ve yabancı mahkemelerde görülen davalarda da Türkiye’nin ve Türk tezinin haklılığı ortaya konulmuştur.

Bu çerçevede, hukuki veya tarihi hiçbir dayanağı bulunmayan, tamamen Türkiye’ye karşı bir şantaj maksadı taşıyan ABD Başkanı Biden’in açıklaması kabul edilemez. Son iki yüz yıl boyunca kaybettiği coğrafyalarda soykırım, katliam ve etnik temizliğe maruz kalan Türk Milleti soykırım faili olamayacak yegane topluluktur. 

İki yüz yıl önce Müslüman ve Türklerin çoğunlukta olduğu Mora ve bugünkü Ermenistan topraklarında tek bir Türk kalmamış olması, kimin veya kimlerin soykırım faili, etnik temizlik sorumlusu olduğunu ortaya koymakta yeterlidir.

Koca bir Amerika kıtasını, zamanının biyolojik silahlarıyla yerli halklarından arındıran, dünyanın hemen her tarafında vahşet ve yıkımlarla birlikte büyük katliamlar, soykırımlar gerçekleştiren; gözünü kırpmadan nükleer silahlarla iki şehri yok eden ABD, 1915 olayları ile ilgili söz söyleyebilecek son ülkedir. Daha dün Körfez Operasyonu ile yarattığı yıkım dünya kamuoyunun hatıralarında olanca canlılığı ile yaşamaktadır.

Dahili ve harici bedhahların işbirliği ve çabalarına rağmen soykırım günahı bu milletin üzerine yapışmayacak, bu hususta başımız asla eğilmeyecektir.                   

Bizlerin devletten beklentisi, genel kınama söylemlerinden uzaklaşılarak, emperyal bu tavır ve tutum karşısında ülkemizdeki ABD lehine olan tüm avantajlı anlaşmaların gözden geçirilmesi ve gereğinin yapılmasıdır.

Aşağıda ismi bulunan barolar olarak ABD Başkanı'nın 1915 olaylarına dair yapmış olduğu 24 Nisan tarihli açıklamasını kabul etmiyor ve en güçlü şekilde kınıyoruz .

    1. Afyonkarahisar Barosu

    2. Amasya Barosu

    3. Ardahan Barosu

    4. Aydın Barosu

    5. Balıkesir Barosu

    6. Bartın Barosu

    7. Bilecik Barosu

    8. Bolu Barosu

    9. Burdur Barosu

    10. Çanakkale Barosu

    11. Çankırı Barosu

    12. Çorum Barosu

    13. Denizli Barosu

    14. Düzce Barosu

    15. Edirne Barosu

    16. Elazığ Barosu

    17. Erzincan Barosu

    18. Erzurum Barosu

    19. Eskişehir Barosu

    20. Giresun Barosu

    21. Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu

    22. Iğdır Barosu

    23. Isparta Barosu

    24. Kahramanmaraş Barosu

    25. Karabük Barosu

    26. Karaman Barosu

    27. Kastamonu Barosu

    28. Kayseri Barosu

    29. Kırıkkale Barosu

    30. Kırklareli Barosu

    31. Kırşehir Barosu

    32. Kocaeli Barosu

    33. Konya Barosu

    34. Kütahya Barosu

    35. Manisa Barosu

    36. Muğla Barosu

    37. Nevşehir Barosu

    38. Niğde Barosu

    39. Ordu Barosu

    40. Osmaniye Barosu

    41. Rize Barosu

    42. Sakarya Barosu

    43. Samsun Barosu

    44. Sinop Barosu

    45. Sivas Barosu

    46. Tekirdağ Barosu

    47. Tokat Barosu

    48. Trabzon Barosu

    49. Uşak Barosu

    50. Yozgat Barosu

    51. Zonguldak Barosu

    52. Kilis Barosu

ETKİNLİK TAKVİMİ

4.12.2024
AV. GÖKHAN KARAKOÇ
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.