ABD Başkanı'nın 1915 olaylarına dair yapmış olduğu 24 Nisan tarihli açıklamasını kabul etmiyor ve en güçlü şekilde kınıyoruz .
Yıllardır arşivlerin açılması ve meselenin tarihçileri bırakılması yönündeki sağduyulu çağrılarımıza rağmen siyasi düşüncelerle alınan kararlar maksatlıdır, tarihi hakikatlerle çelişmektedir.
Ermeni meselesinin ilmi açıdan değerlendirilebilmesi için dönemin ABD başta İngiltere olmak üzere batıda bulunan devletler Rus, Gürcistan ve Ermenistan arşivlerinin erişilebilir olması gerekir. Halbuki konuyu tarihi anlamda açıklığa kavuşturacak bu kaynaklar ya tamamen kapalıdır veya kısıtlı olarak bilim insanlarının çalışmalarına açılmıştır. Oysa Türkiye bu hadiseyi ilişkin kaynakları tamamen ve kısıtlamasız olarak açmış bulunmaktadır.
İşin bir başka ve önemli yönü ise hukuki boyutudur. Radikal Ermeni çetelerinin 1890’dan 1896’ya kadar devam eden isyanları ve 1. Dünya savaşında paramiliter unsurların yarattığı tedhiş ve katliamlara karşı Osmanlı Devleti "Muvakkat Sevk ve İskan Kanunu” ile meşru müdafada bulunmuştur.
1915 yılının 27 Mayıs’ında kabul edilen bir kanun neticesinde Ermeni toplumunun bazı kesimlerinin bir yerden başka bir yere, -ama başka bir ülkeye değil- devletin bir noktasından yine başka bir noktasına nakillerini ön gören bir kanuni düzenleme yapmıştır. Söz konusu olağanüstü süreçte Ermeni toplumunun paramiliter örgütleri cephe gerisindeki masum insanlara yönelik katliamlara girişmesi ile Osmanlı Devleti acilen bu konuyu hukuk zeminine taşımıştır.
Sevk ve İskân Kanunu’nu ile Osmanlı Devleti, kendine isyan etmiş ve silah doğrultmuş olan Ermenileri hâlâ vatandaş olarak görmüş, bunları sınır dışı etmek yerine bir başka noktada yaşamlarını sürdürebilecek şekilde karar almıştır.
Osmanlı Devleti topraklarında, İngiltere ve Fransa’nın desteğinde ve ABD’nin himayesinde bir Ermeni Devletinin kurulmasına yönelik çalışmalar , Türk milletinin 19 Mayıs 1919 tarihinden itibaren Mustafa Kemal Paşa liderliğinde yürütmüş olduğu “İstiklal Harbi” neticesinde imzalanan 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Anlaşması ile son bulmuştur.
Bu anlaştma yeni ve milli Türk Devleti’nin hukuki varlığı ve sınırlarını tüm dünyaya kabul ettirmiştir.
Böylelikle batılı devletlerin istismarına açık olan “Ermeni Meselesi” veya “Şark Sorunu” da ebediyete kadar kapanmıştır.
Uluslararası ve yabancı mahkemelerde görülen davalarda da Türkiye’nin ve Türk tezinin haklılığı ortaya konulmuştur.
Bu çerçevede, hukuki veya tarihi hiçbir dayanağı bulunmayan, tamamen Türkiye’ye karşı bir şantaj maksadı taşıyan ABD Başkanı Biden’in açıklaması kabul edilemez. Son iki yüz yıl boyunca kaybettiği coğrafyalarda soykırım, katliam ve etnik temizliğe maruz kalan Türk Milleti soykırım faili olamayacak yegane topluluktur.
İki yüz yıl önce Müslüman ve Türklerin çoğunlukta olduğu Mora ve bugünkü Ermenistan topraklarında tek bir Türk kalmamış olması, kimin veya kimlerin soykırım faili, etnik temizlik sorumlusu olduğunu ortaya koymakta yeterlidir.
Koca bir Amerika kıtasını, zamanının biyolojik silahlarıyla yerli halklarından arındıran, dünyanın hemen her tarafında vahşet ve yıkımlarla birlikte büyük katliamlar, soykırımlar gerçekleştiren; gözünü kırpmadan nükleer silahlarla iki şehri yok eden ABD, 1915 olayları ile ilgili söz söyleyebilecek son ülkedir. Daha dün Körfez Operasyonu ile yarattığı yıkım dünya kamuoyunun hatıralarında olanca canlılığı ile yaşamaktadır.
Dahili ve harici bedhahların işbirliği ve çabalarına rağmen soykırım günahı bu milletin üzerine yapışmayacak, bu hususta başımız asla eğilmeyecektir.
Bizlerin devletten beklentisi, genel kınama söylemlerinden uzaklaşılarak, emperyal bu tavır ve tutum karşısında ülkemizdeki ABD lehine olan tüm avantajlı anlaşmaların gözden geçirilmesi ve gereğinin yapılmasıdır.
Aşağıda ismi bulunan barolar olarak ABD Başkanı'nın 1915 olaylarına dair yapmış olduğu 24 Nisan tarihli açıklamasını kabul etmiyor ve en güçlü şekilde kınıyoruz .
1. Afyonkarahisar Barosu
2. Amasya Barosu
3. Ardahan Barosu
4. Aydın Barosu
5. Balıkesir Barosu
6. Bartın Barosu
7. Bilecik Barosu
8. Bolu Barosu
9. Burdur Barosu
10. Çanakkale Barosu
11. Çankırı Barosu
12. Çorum Barosu
13. Denizli Barosu
14. Düzce Barosu
15. Edirne Barosu
16. Elazığ Barosu
17. Erzincan Barosu
18. Erzurum Barosu
19. Eskişehir Barosu
20. Giresun Barosu
21. Gümüşhane-Bayburt Bölge Barosu
22. Iğdır Barosu
23. Isparta Barosu
24. Kahramanmaraş Barosu
25. Karabük Barosu
26. Karaman Barosu
27. Kastamonu Barosu
28. Kayseri Barosu
29. Kırıkkale Barosu
30. Kırklareli Barosu
31. Kırşehir Barosu
32. Kocaeli Barosu
33. Konya Barosu
34. Kütahya Barosu
35. Manisa Barosu
36. Muğla Barosu
37. Nevşehir Barosu
38. Niğde Barosu
39. Ordu Barosu
40. Osmaniye Barosu
41. Rize Barosu
42. Sakarya Barosu
43. Samsun Barosu
44. Sinop Barosu
45. Sivas Barosu
46. Tekirdağ Barosu
47. Tokat Barosu
48. Trabzon Barosu
49. Uşak Barosu
50. Yozgat Barosu
51. Zonguldak Barosu
52. Kilis Barosu