ADLİ YIL AÇILIŞ KONUŞMASI
“LİYAKAT"
Bugün, Türkiye Barolar Birliği ve 81 il Baro Başkanı’nın birlikte düzenlediği ve altına imza attığı, kamuoyu ile de paylaşılan Yargının ve Mesleğimizin sorunlarına ilişkin düzenlenmiş olan metni aynen tekrarlıyorum, bu sorunlar hepimizin malumu.
Ancak, ben bu bildiride dile getirilen sorunlar dışında bir başka konuya değinmek işitiyorum. Liyakat ve Borçtan bahsetmek istiyorum.
Hepimizin, tüm toplumun, en ağır koşullarda yaşadığı ekonomik ve sosyal problemlerin en temel kaynağının hukuk devletinden ve adaletten uzaklaşmaktan kaynaklandığını, çözümünde hukuk devletinin tüm kurumlarıyla birlikte tesisinde ve adalette olduğunu düşünüyorum. Her ne kadar, sorunların kaynağını başka etkenlere bağlayanlar varsa da bu etkenlerin ikincil olduğunu, hukuk ve adalet ile tüm sorunların üstesinden gelineceğini düşünüyorum.
Liyakat kavramının çok önemli olduğunu, her meslek grubunda liyakatlı kişilerin göreve getirilmesinin şart olduğunu, aksi halde sonuçların toplumsal felaketlere yol açacağını, onarılması uzun yıllar alacak zararlar doğuracağını bilmemiz gerekir. Liyakat kavramı aynı zamanda bizlerin de hangi meslek grubunda olursak olalım, mesleğimize layık olmamız gerekliliğini ortaya koymaktadır. Hangi meslekten olursak olalım, mesleğimize ve işimize layık olmamız, buna uygun davranışlar sergilememiz gerekmektedir.
Bu durum, bizlerin özellikle yargı mensuplarının borcudur. Her türlü olumsuzluklara, dış etkenlere, baskılara, tehditlere rağmen, adaletin tesisi, hukuk devletinin tesisi, yurttaşlarımıza en kaliteli adalet hizmetini sunma borcumuz vardır.
Az önce, huzurda saygı duruşunda bulunduğumuz ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarına, kahraman şehit ve gazilerimize, ebediyete intikal eden yargı mensuplarına, ödedikleri vergilerle bizlerin ülkemizin en güzide okullarında eğitim almamızı ve bu mesleğe sahip olmamızı sağlayan aziz Türk Milletine, geleceğimizin teminatı çocuklarımıza ve gençlerimize borcumuz vardır.
Bu topluma layık olmak ve adaleti tesis etmek zorundayız. Muhakkak ki sorunlarımız var, onları dile getirmek ve çözüm için çaba sarf etmek zorundayız. Ancak, ülkemizin refahı, toplumumuzun mutluğu adaletin tesisi ile mümkündür. Bunun için borcumuz var.
“PARMAK SALLANAN” değil, “PARMAK İLE GÖSTERİLEN” bir yargı sistemini, adaleti tesis etmek zorundayız.
Biz Hukukçular bunu yapabiliriz.
Geçen Adli Yıl açılış töreninde de belirttiğim üzere tekrar etmek istiyorum.
Bizler, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları olarak, bu milletin hukukçuları olarak, başımıza her ne gelirse gelsin, her türlü zorluk ve musibet karşısında dimdik durarak yaralarımızı sararak yolumuza devam edeceğiz. Hukuktan ve adaletten ayrılmayacağız. Bize bu umudu aşılayan, ülkemizin kurucusu Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’tür. 19 Mayıs 1919 da başlayan “Kurtuluş ve Bağımsızlık” mücadelesi, daha iki gün önce 100. Yıldönümünü kutladığımız, “Bağımsızlığımızın Sonsuza dek Parıldayacak Yıldızı” 30 Ağustos 1922 Büyük Taarruz Zaferi ile tamamlanmış. 29 Ekim 1923 te kurulan Cumhuriyet ile taçlanmıştır. Ardı sıra yapılan devrimler ile güçlü bir devlet yapısı oluşmuş, yolumuz aydınlatılmıştır. Ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk tarafından oluşturulan bu devlet yapımız ve onun yaktığı ışık, yakın coğrafyamızda yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen bizi ayakta tutmakta, yolumuzu aydınlatmakta, geleceğe dönük umudumuzu her geçen gün arttırmaktadır. Bu vesile ile kendisini bir kez daha özlem, şükran ve rahmet ile anıyorum.
Yeni Adli Yılımız, ülkemiz, yargı camiamız ve tüm yurttaşlarımız için hayırlı olsun.
Hepinizi saygı ile selamlıyorum.
Av. Tacettin Sivrikaya Edirne Barosu Başkanı